Güne başlarken, sohbet ederken, dinlenirken yada çalışırken bize eşlik eden kahvemizin kahve çekirdeklerinden geldiğini biliriz. Hatta bazen o çekirdekleri ağzımıza atar aromasına odaklanırız. Peki hiç düşündünüz mü o çekirdekler nasıl yetişiyor? Bugün biraz kahve ağaçlarından bahsedelim kahve çekirdeğinin yetiştiği ortamı biraz anlatalım istedik.
Kahve; rubiaceae (kökboyasıgil) familyasına ait altı binden fazla alt türü olan ağaç şeklinde bir bitkidir. Kahve tarımının yapılabilmesi için ortalama 18 ile 24 derece arası sıcaklık ve bol yağışlı bir iklim gerekmektedir. Ani sıcaklık değişiklikleri ise kahve ağacına zarar verir. Bu sebeplerden dolayı “coffea ağacı” olarak da adlandırılan kahve ağacı tropik iklimlerin en önemli tarım ürünlerinden biri olmuştur.
Ortalama olarak on metre ve üzeri boyu olan kahve ağacı meyvelerinin toplanılması kolay olsun diye daha kısa kalması için genellikle budanır. Bir kahve ağacı dikildikten sonra ortalama 3 yıl içerisinde meyve vermeye başlar ve 35-40 yıl boyunca meyve vermeye devam eder.
Kahve ağacının çiçekleri yılda iki kez açar ve açtıktan birkaç saat sonraya solmaya başlayarak kahve meyvesine dönüşmeye başlar. Olgunlaşan bir kahve meyvesi ise 14 gün sonra çürümeye başlar. Bu zamanlamalardan da anlaşılacağı gibi kahve tarımı çok dikkat ve emek isteyen bir tarım şekli olduğu ortadadır.
Kahve meyvesi şekli büyüklüğü ve renginin benzerliğinden dolayı “kahve kirazı” olarak da isimlendirilir. Meyvesi içerisinde iki kahve çekirdeği bulunur. İki çekirdeğin düz tarafı birbirine bakacak şekilde konumlanmış, dış tarafı yuvarlaktır. Bahsettiğimiz kahve çekirdeklerinin üstü ince bir zar ile kaplıdır. Bazı kahve ağaçlarının meyvesinde iki çekirdek yerine sadece bi çekirdek yer alır. Tek çekirdekten oluşan bu kahve çekirdeğine, “peaberry” ismi verilir. Bu çekirdekler diğer kahve çekirdeklerine kıyasla daha yuvarlak bir şekle sahiptir. Diğer kahve çekirdeklerinden daha farklı bir üretim sürecinden geçen peaberrylerin fiyatları da tabiki diğer çekirdeklerden daha pahalıdır.
Birbirinden farklı aromalara ulaştığımız kahve çekirdekleri ağırlıklı olarak tropikal iklim bölgelerinde yetişmektedir. Toprak, aldığı su, güneşlenme zamanı, nem kahvenin tadını ve aromasını değiştirir. Örneğin eğer kahve muz ağaçlarının gölgesinde yetişiyor ise tadı daha aromatik olurken, yanardağ eteklerinde yetişen kahve çekirdekleri kül kokuludur. Bazı kahvelerde aldığımız portakal yada tropic meyve tadları işte bu yetiştiği toprakların özelliğinden gelmektedir.
Birçok kahve çekirdeği türü olmakla birlikte en yaygın olan ikisi; coffea Arabica ile Coffea Canephoradır. Arabica yüzde yetmişlik pay ile dünyadaki kahve piyasasının çoğuna hakimdir. Brezilya, kahve üretiminde dünya birincisidir.
Şimdi tüm bu süreçleri bir kez daha düşününce; kahve çekirdeğini avucumuzda tutarken onun birkaç saatte solan bir çiçekten gelen hassasiyette olduğunu, kimbilir nasıl bir toprakta yetiştiğini, nasıl bir aromaya ulaşacağız düşüncemizin meraklı heyecanını ve kahve çekirdeğine olan saygımızı bir nebze olsun anlatabildiğimizi umuyoruz.